Kadın Bedenlerimizde Yaban'ı Keşif

‘’Rahmim acıyı ve korkuyu tutmak için bir yer değil

 Rahmim, yaratmak ve yaşamı aşkla doğurmak için bir yer’’*

“Toprak Ana, kızların olarak olarak buradayız. Kanımızla, gözyaşımızla, terimizle, etimizle, kemiğimizle, rahmimiz, kalbimiz ve ruhumuzla seniniz! Senden geldik, sana döneceğiz. Rahimlerimiz senin rehberliğinde yaşama aşkla hizmet etsin

 Kutsal toprak, su, ateş, hava - bizi kutsayın’’

Kadınlar Şifadır, sy 200.

*Amazon ormanlarından gelen Munay-ki rahim töreninde söylenen dua.

Dişi bilgeliğin yeniden uyanmaya başladığı bir çağa ve topraklara doğmuş olmak, unutulmuş olanın yeniden hatırlanmak için gözlerimizin önüne serilmesi ne büyük bir lütuf. Tıpkı kadın atalarımızın bu duasını şu an okuyor olmamızın lütfu gibi. Evet unuttuk, unutturulduk. Toprak Ana’nın kızları olduğumuzu, bedenimizin onun muazzam zekasının bir izdüşümü olduğunu. Ancak yeniden hatırlamak için ihtiyaç duyduğumuz bilgelik, O’nun nefesinden üflediği kadın bedenlerimizin topraklarında halen mevcut. Ve sevgili Filiz Telek’in dediği gibi : ‘’Hatırlamanın da sorumlulukları var.’’

Rehberimizin bilge bedenimiz olduğu bir yaşam yolculuğu nasıl olurdu? Beden topraklarımızın her karışını keşfe çıksak, onu dinlemeye, duymaya talepkar olsak?  Peki ama nasıl?

Sizleri, sevgili Selen Çağlayık’ın konuğumuz olacağı  ‘’Kadın Bedenlerimizde Yaban’ı Keşif’’ söyleşisine davet ediyoruz.

Yemyeşil gözlerinden canlılık yayılan, adanmışlığıyla topraklarımızın kadınlarına armağan olan, önünde güneşe selam verir gibi aşkla eğildiğimiz bir kadına biz soralım, o anlatsın bize.

Topraklarımızda uyanan dişi bilgeliğin taşıyıcılarından, ataların elini almış ve hizmete koyulmuş olan Selen diyor ki;

‘’Her dokunuşum başka bir aydınlanma yaşatıyor. Her dokunuşum bir bayram. Keşif. Macera. Dokuların katmerli hali, rahme yakınlaşmak ve güven vermek. Bedene inmeden olmuyor. Bedene inmeden ol mu yor. Dokunun. Dolup taşana, doyana, yorulana kadar kendinize dokunun. Rahme, karına, vajinaya, vulvaya, memeye dokunun. Dokundukça toprağın ta kendisi, o yüce annenin ta kendisi olduğunuzu anlayacaksınız. Bedene temas edin ki evrene temas edin.’’

Kadın olmayı, kadın bedeninin bilgeliğini, o bilgeliği duyabilme yollarını, duyduklarımızın sorumluluğunu alabilmeyi, mabedimizin kapılarını, kutsal tapınaklarını, çağlayan kaynaklarımızı, o kaynakları nasıl besleyebileceğimizi, ruh ateşimizi beden toprağımızda yakabilmeyi… Tüm bunları ve daha fazlasını yabani kulakları açık olan sevgili Selen’e soralım mı birlikte?  Onun duyduklarından nasibimize düşenleri alacağımız, dişi bedenlerimizi keşfe çıkacağımız bir gecede bizimle olmak ister misin?

Konuk: 

Selen Çağlayık

ebeselen@gmail.com

Selen kadın sağlığı alanında çalışan bir ebe, şifacı ve beden terapisti. Destek alanı rahim sağlığı, menstruasyon sağlığı, meme sağlığı, cinsel sağlık, doğurganlık, doğum, doğum sonrası ve menopozu kapsıyor; bu konularda danışmanlık veriyor, beden terapileri uyguluyor ve eğitimler sunuyor. Ayrıca bir ebe ve doğum rehberi (doula) olarak gebelik ve doğum süreçlerinde ailelere yardımcı oluyor. Rahim odaklı çalışmalar Selen'i doğumla beraber yas ve ölüm sürecine de çağırdığından beri yas rehberliği alanında da insanlara destek veriyor.

Kolaylaştırıcı: 

Süheyla Okatan Oran

oransuheyla@gmail.com

Süheyla'nın kim olduğu sürekli değişiyor. Şimdiye kadar değişmeyen tek gerçeği merak. Öğrendikçe cehalet ile barışıyor. Kendisini tanımayan ölü yazarlarla sağlam dostlukları var. Görünenin ötesinde, hayal edebildiği her şeyin, bir yerlerin gerçeği olduğuna inanıyor. Varoluşun oyuncu ruhu sayesinde göğsü kuş gibi atıyor. Bir gece baykuşunun Hogwarts'tan davetiye getireceğini söyleyip, süpürgesini pencerenin yanında bulunduruyor. Rahme düştüğünden beri, gaipten duyduğu sesleri kadınlarla paylaşmaya adanmış halde ve onların da seslerini duymaya aç, yeni bir maceranın koynunda savruluyor.

*Bu söyleşinin kaydı alınacak ve arşivimize eklenecektir. Konuğumuzun konuşmalarından kesitler instagram hesabımızda kullanılabilir.