top of page
BİR’LİKTE: Oynamak
BİR’LİKTE: Oynamak

21 Mayıs Cmt

|

Varyete

BİR’LİKTE: Oynamak

Etkinlik Katılımcı Sayısı: 15 Yedek Katılımcı Sayısı: 5

Bu etkinlik için kayıtlarımız kapanmıştır
Diğer etkinlikleri gör

Zaman & Mekan

21 May 2022 13:00 – 19:00

Varyete, Güzelbahçe, İzmir

Etkinlik Hakkında

J.Huizinga‘dan ilhamla :

Evrensel bir armağan olan oyun, insanların ve hayvanların olduğu her yerde gözlemlenir. Oyun insanları kendi hayatlarına hazırlamak için gerçekleşen bir öğrenme eylemidir. İnsanın en saf fiziksel ve biyolojik etkinliklerindendir. O, adeta insan özgürlüğünün bir ifadesidir; günlük hayatın akışından farklı ve ciddiyetinden uzaktır. Oyun,  çok kişisel bir deneyim olabileceği gibi,  bir topluluk deneyimine de dönüşebilir. O; bizi aidiyet, anlaşmak, sınır belirlemek, karşılıklı rıza, seçim yapmak, yaratıcılık, macera, eğlence, bağlantı gibi bir çok ihtiyacımızla buluşturur. Bizi bize aynalar…

Oynamayı bıraktığın bir oyunla yeniden karşılaşmaya, ellerinle, bacaklarınla ve bedeninin sınırlarıyla oyun yardımıyla yeniden tanışmaya davet ediyoruz; belki top döndürmeye, belki bir ağaç arkasına saklanmaya ya da sözcüklerle oynamaya…

Oyuna girerken gelen dirençlerinle, süreçte açığa çıkan teslimiyetinle, kazanan, kaybeden ve bu kavramların ötesine geçen kendinle karşılaşmaya hazır mısın?

Hayatının hangi alanlarında Oyun seni çağırıyor?

İzmir Güzelbahçe’de Varyete Çağdaş Sirk Sanatları Atölyesi’nde buluşuyoruz.  

Bizimle oynar mısın?

Su olsam, ateş olsam

Göklerdeki güneş olsam

Konuşmasam taş olsam

Yine de oynar mısın benimle?

Sus olsam, kusur olsam

Ağızdaki küfür olsam

Doğuştan esir olsam

Yine de oynar mısın benimle?

Sayılmasam kaç olsam

Topraktaki güç olsam

Aptal gibi suç olsam

Yine de oynar mısın benimle?

Benimle oynar mısın?

Benimle oynar mısın?

Su olsam, ateş olsam

Göklerdeki güneş olsam

Konuşmasam taş olsam

Yine de oynar mısın benimle?

Benimle oynar mısın?

Benimle oynar mısın?

Bülent Ortaçgil

“Çember derin bir dinleme ve şahitlik pratiğidir; sohbet, diyalog, münazara değildir. Karşılıklı konuşulmaz, birbirine yanıt verilmez, yorum yapılmaz. Konuşma objesini tutan kişi sözle ya da başka bir şekilde kendini ifade eder, diğer herkes can kulağıyla ve tüm mevcudiyetiyle bu kişiyi dinler, şahitlik eder. Çember, şifalı bir dokunuşu olsa dahi bir grup terapisi ve yüklerimizi boşaltma alanı değildir; öz kaynaklarımızı keşfedebileceğimiz, kendi yaşamlarımıza şahitlik ettiğimiz ve ihtiyaç duyduğumuz cesareti topluluk dayanışmasıyla aktive edebileceğimiz bir pratiktir. Bu pratikte, bir şeyleri şifalandırmaya çalışmayız; çemberin şifası tam olarak bu koşulsuz, gündemsiz mevcudiyet ve şahitlik alanı olmasından kaynaklanır. Çember pratiği kendi içsel rehberliğimizle temas etmemize destek amaçlıdır; iyileştirici etkileri olabilmekle birlikte terapi niteliği taşımaz.”

Kapak Fotoğrafı: Filiz Telek

KOLAYLAŞTIRICILAR:

Aybike Savaşır Serdar

aybikesavasir@hotmail.com

Aybike; 2016 yılında lohusalığının derin karanlığından yeni çıkmışken oturdu ilk çemberine. O günden beri çemberin büyüsüne, şifasına, gizemine teslim olarak yürür yolunu. İçinden doğan yepyeni Aybike’yi hayretle izler. Yeni Aybike; nakşeder, dans eder, kadınlara ve varoluşun her haline âşık olur, yürür kendine doğru. Şiire kanallık eder, kızına annelik… Çemberin çırağı, eşinin yoldaşı, bacılarının bacısıdır. Her gün mutlaka düşer ama küçük kabilesinin desteği ve ilhamıyla her gün yeniden kalkar. İkiliğin içinde BİR’liğe hasrettir Aybike. Aşk için, aşkla var olmanın daimi talebesi.

Aliye Burcu Ertunç

burcuertunc@gmail.com

2012 yılında ilk kez Çember’e oturdu ve büyük dönüşümü o gün geri dönülmez şekilde başladı. Yolculuğu, kendinden kendine bir yolculuktu, birçok rehbere ve ustaya ihtiyacı vardı. Doğa, zanaat ve Çember Burcu’ya şefkatli, hakikî, sevgi dolu ustalar oldular. Kendisiyle, içinde bulunduğu küçük topluluk ve daha geniş halkalardan tüm gezegene yayılan ilişkilerinin temel yapı taşının iletişim ve bağ kurmak olduğunu ve bunun da insan olmanın bir sanatı olduğunu usul usul anladı. Burada, Kadınlar Şifadır platformunda kadınların, kendilerini ve kabilelerini bulmalarına şahit olmak istiyor, bu büyülü süreçte onlara kulak vermek, onlarla birlikte öğrenmek ve ihtiyaçları olduğunda onlara, Çember’de olmaya dair destek vermek için bulunuyor. 

Surya Deniz Keser/Sirk Sanatçısı 

2017'de Hindistan'da yoganın peşinden başlayan yolculuğunda sirk sanatlarıyla tanışmasıyla o günden beri yolculuğu  daha renkli ve hulahoplarıyla beraber sürüyor. Bir akış oyuncağı olan hulahoopta döngü çember oyun ve akış konularını bir araya getiriyor. Hoop kareografilerinin temelini Aerial dans yoga ve sirk sanatlar ve görsel sanatlar üzerine olan çalışmaları oluşturuyor. Son yıllarda İzmir'de süren yolculuğunda heykel eğitimine devam edip farklı disiplinlerden sanatçılarla gösteriler ve workshoplar hazırlayarak birlikte oynamaya paylaşmaya ve öğrenmeye devam ediyor. 

Share this event

bottom of page